1 Ocak 2014 Çarşamba

BİR NESLİN SEVDASI RADYO TİYATROSU
'ARKASI YARIN'


            Bir öyküyü, sahne olarak tasarlanmış bir yerde, oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatına tiyatro denir. Tiyatronun geçmişi milattan öncelere dayanmaktadır. Hatta milattan önce 40-50 bin yıllarından kalma mağara duvarlarına çizilen resimlerde insanlar el ve sırtlarına hayvan postu giyerek hareket halinde resmedilmiştir. Buda o zamanlarda insanların kılık değiştirip taklit vb. yaptığını göstermektedir. Peki, tiyatro denilen bu şey sadece oynanmak üzere yazılan bir eserden mi oluşuyor? Bir tiyatro konu, çevre, zaman, üslup, amaçtan oluşmaktadır. Bunların hepsi çok önemlidir fakat kullanılan üslup daha çok önemlidir. Çünkü eğer dili çok ağır olursa tiyatroyu anlamakta zorluk çeker izleyiciler. Bunların yanında birde radyo tiyatrosu vardır. Radyo tiyatrosunda sahne ve izleyiciler yoktur. Onda dinleyiciler vardır.


            Radyo tiyatrosu televizyonun, bilgisayarın olmadığı yıllarda var olan bir tiyatro türüdür. Aslında o tam bir tiyatrodur fakat sadece sahne yoktur izleyici yoktur. Oradaki sesleri yorumlayarak olay kurgusunu kafasında canlandırır dinleyiciler. Aslında bu birazda eski zamanlarda büyüklerin çocuklara anlattığı masala benzemektedir. Yani her şey bizim hayal gücümüze kalmıştır. Peki, radyo tiyatrosunun faydaları nelerdir? En önemli faydası insanların hayal güçlerini geliştirmesini sağlamaktadır. Nasıl mı? Bizler sinemada ya da televizyonda bir filmi yönetmenin bakış açısından, yönetmenin hayal gücünden izlemekteyiz. Yani filimdeki bir manzara sahnesini yönetmenin çektiği şekilde görmekteyiz oysaki radyo tiyatrosunda eğer olay bir manzara eşliğinde geçiyorsa bu bizim hayal gücümüze kalmıştır. Bize göre manzara belki uçsuz bucaksız denizdir belki de yemyeşil bir ormandır. Yâda radyoda huzurlu bir ortamda dinleniyorum denildiğinde belki suların şırıl şırıl aktığı bir yer gelecek aklımıza veya cıvıl cıvıl kuş sesleri… Aslında radyo tiyatrosu sayesinde senaryosu belli bir filmin yönetmenliğini yapmaktayız.



            Önce televizyon yaygınlaştı sonra bilgisayarlar. Bu insanları radyo dinlemeden yoksun bırakmaya yetti ve arttı. Bu ikisi insanların hayal güçlerinin katili oldu. Şimdi anlayabiliyor musunuz eskiden yapılan yapıların nasıl hayal edildiğini? Çünkü onların hayatlarında televizyon yoktu, bilgisayar yoktu sadece radyo vardı, radyoda oynanan oyunlar vardı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder